31 Ağustos 2010 Salı

Bronzlaşma özürlü

Ben ortaokul ve lisedeyken yılda en fazla bir hafta denize girebilirdim. Ya ailecek tatile giderdik ya da ben akraba veya tanıdıklarımızın yazlığında kalırdım. O bir hafta benim için müthiş önemliydi, çok seviyordum deniz kenarında olmayı, denize girmeyi ve bronzlaşmayı. Ama işte burda bir sorun vardı, millet iki günde kararırken ben ya iğrenç ve acılı bir şekilde kızarıyor ya da (sonradan kremlerin sayesinde) aynen pamuk gibi geri dönüyordum. Bu sene aylarca Bodrum'da kalma ihtimali çıkınca ilk önce "En nihayet ben de kararabileceğim" diye sevindim. 38 yaşına gelmişim hala çocuk gibi sevindiğim şeye bak. Neyse, biz geldik buraya ve üstünden 1,5 ay geçti. İlk iki üç hafta sonra krem sürmeyi de kesmeme rağmen bilin bakalım derimin rengi ne renk? Daha 14 aylık bebek olan oğlum bile benden daha çok karardı!!! Bacaklarım süt beyaz. Yalnızca sırtımda hafif bir renk değişimi var. Tabii Evrim'le birlikteyken yağlanıp "Beni yarım saatte bir çevirin de iyice bir kızarayım" diyemediğimden pek güneşe çıkamıyorum ama benden çok daha az deniz kenarına inmiş olan anam babam bile esmerleşti yahu. Buranın güneşi de felaket yakar adamı, anlamazsın bile. Buna rağmen bana pek etki etmiyor, bağışıklıyım herhalde. Galiba sebebi resimde gizli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder